top of page
Ara
  • Yazarın fotoÄŸrafıGeoSapiens

Coğrafi Bilgi ve Perspektifinin Önemi


Coğrafi bilginin çevremizde olan bitenin anlaşılmasında ne denli önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Olaylara coğrafi perspektiften bakmazsak belki çok bir şey kaybetmeyiz ama eğer bakabilirsek çok şey kazanacağımızdan eminim. Nihayetinde coğrafi bir çevrede yaşıyor bu mekanın fiziksel, sosyal, ekonomik, politik vs. gibi unsurları ile iç içe geçmiş durumdayız. Coğrafi bilgi açısından alt yapısı dolu olan insanlar bu süreçler arasındaki ilişkileri anlamlandırmada nispeten daha başarılı olup büyük resmi görebilmektedirler. Coğrafi perspektif kısaca herhangi bir olayın, durumun ya da açıklamanın coğrafi mekanla ilişkisinin kurulmasıdır.



Yakın çevremin yukarıdaki görseli birçok kez paylaştığını gördüm. Zannediyorum ki bu görseli paylaşmasının herhangi bir art niyeti yok. Sadece yaşadığımız ülkenin ve onun önemli şehirlerinden olan İstanbul’daki yeşil alan azlığı hakkında dikkat ve farkındalık oluşturma çabası içindedirler. İyi niyetli bu girişimin yorumunun da doğru olması gerekiyor. Bu yorum doğru yapılmadığı zaman sizi tuzağa düşürebilir.

Peki ama yanlış olan nedir? Tuzak bunun neresinde? Tuzağa düşmemenin bir yolu var mıdır?


Öncelikle bu görsel bize neyi anlatmaya çalışmış ona bakalım.

Görselde dünya üzerinde önemli etkiye sahip 6 tane şehir verilmiş. Kaynağı Worldcitiescultureforum.com adlı site olduğu belirtilen bu görsel Türkçeleştirilmiş. Konu amacı ise Şehirlerin Halka Açık Yeşil Alan Yüzdelerini göstermektir. Parantez içerisinde de park ve bahçeler diye de ayrıca belirtmiş. Aynı şekilde görselde şehirlerin ismin altında bu yeşil alan yüzde oranları verilmiştir. Örneğin Hong Kong %41 oranında halka açık yeşil alana sahipken New York %14, İstanbul ise yalnızca % 1,5 orana sahiptir. Buradan bakıldığında en düşük halka açık yeşil alanın İstanbul olduğu bariz gözükmektedir. İşte burada yanlış olan ve gözden kaçan durum ise görselde verilen bu şehirlerin dünya üzerindeki coğrafi konumlarının aynı olmayışıdır. Bu durum birçok durumu/süreci/parametreyi değiştirmektedir. Öncelikle bu şehirlerin matematik konumları aynı değildir. Yani aynı enlem üzerinde yer almamaktadır. Bundan dolayıdır ki bu şehirler güneş ışınlarını farklı açılarla almaktadır. Örneğin Hong Kong 15 – 22 kuzey enlemleri arasında yer alırken, Türkiye 36 – 42 kuzey enlemleri arasında yer almaktadır. Bu durum Hong Kong’u Matematik İklim Kuşak sınıflamasında sıcak kuşağa, İstanbul’u ise Ilıman kuşağa dahil etmiştir. İstanbul büyük oranda Akdeniz İkliminin etkisi altındayken Hong Kong Muson İkliminin etkisi altındadır. Muson ikliminin yıllık toplam yağış miktarı, Akdeniz İkliminin yıllık toplam yağış miktarından çok daha fazladır. Sonuç olarak Hong Kong’un yıllık toplam yağışının ve güneşli gün sayısının İstanbul’dan fazla olması nedeniyle bu bölgenin orman varlığının ya da diğer bir ifadeyle yeşil alan varlığının İstanbul’dan fazla olması gayet normaldir. Buna ilaveten Hong Kong dünyanın en büyük okyanusu olan Pasifik Okyanusu'na kıyısı olan bir şehirdir. Fakat İstanbul'un okyanusa kıyısı yoktur. Bu durum bu iki bölgenin nem ve yağış özellikleri arasında yine fark yaratacak coğrafi bir unsurdur. Aynı şekilde Londra’nın bulundu yer her mevsim yağış alır. Çünkü orada etkili olan Ilıman Okyanusal İklimdir. Fakat İstanbul’da ise bariz bir yaz kuraklığı yaşanmaktadır ve yağışını büyük oranda kışın alır. Londra ve İstanbul arasında da bir farkın olması yine normaldir. İlle de İstanbul’la kıyaslanacaksa aynı enlem ve iklim şartlarına sahip olan diğer bir deyişle aynı coğrafi özelliklere sahip olan (iklimi, sıcaklığı, yağışı, yüksekliği, denize göre konumu, nüfusu vs.) Barcelona, Madrid, Atina, Roma gibi şehirlerle kıyaslanabilir. Bu daha doğru ve sağlıklı bir kıyaslama olacaktır. Aksi takdirde geri kalan her yorum bu grafiği yapan ve bu şehirleri seçen kişinin TUZAĞINA DÜŞMEK anlamına gelmektedir(Harita 1).

Harita 1: Dünya fiziki haritası üzerinde çizilen siyah çizgiler İstanbul ve Hong Kong'un bulunduğu enlem hizasını göstermektedir.
Harita 1: Dünya fiziki haritası üzerinde çizilen siyah çizgiler İstanbul ve Hong Kong'un bulunduğu enlem hizasını göstermektedir.

Görüldüğü gibi olay ve süreçleri değerlendirirken coğrafi perspektiften bakıyor olmak sizi daha doğruya ulaştıracaktır. Bu bakıştan bakmayı beceremezseniz verilen istatistiki bilgiler algınızı kolay bir şekilde manipüle edebilir ve sansasyonel bir durum yaratabilir.

Kaldı ki diğer başka bazı parametreleri düşünerek bile bu görseli yanlışlayabiliriz. Görseldeki grafiğin gerçeği yansıtması için verilen bu 6 tane şehrin yüzölçümünün aynı olması gerekir. Fakat bu durum böyle değildir. Hatta çok bariz farklar vardır.

Konunun daha iyi anlaşılması adına bir karşılaştırma yapmak gerekirse; İstanbul’un yeşil alanların yüzdesi %1,5 verilmiştir ve bu şehrin yüzölçümü 5.315 km² dir. Londra’nın park bahçe yüzdesi % 38,4 verilmiş olup yüzölçümü 1.579 km² dir. İstanbul’un yüzölçümünü Londra’nın yüzölçümüne böldüğümüzde 3,36 gibi bir oran çıkmaktadır. Yani Londra, İstanbul’dan yaklaşık 3 buçuk kat küçüktür (Tablo 1.0)


Dolayısıyla aynı park ve bahçe oranları olsa bile Londra’nın küçük olmasından dolayı park bahçe oranları fazla çıkacaktır. Londra’da görülen iklim sebebiyle neredeyse her yerden yeşil alan fışkırmaktadır. Diğer şehirlerinde yüzölçümleri birbirinden farklıdır. Sonuç olarak verilen park bahçe oranlarının fazla veya az olmasının bir önemi yok. Bu durumu ancak kendi şehir alanları içerisinde değerlendirelebiliriz. Ayrıca park bahçe oranlarının fazla olup olmaması kadar şehir içinde eşit dağılımı gibi bir parametrede önemlidir. Sadece bu oranlara bakmak yanıltıcıdır.


Yazar: Sinan Kütük


198 görüntüleme3 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page